Bir mekâna adım attığınızda sizi ilk karşılayan şey genellikle renkler olur. Duvarlardan mobilyalara, aksesuarlardan zemin kaplamalarına kadar her detay, bir bütün içinde harmoni yaratmalıdır. Peki bu renk uyumu nasıl sağlanır? İç mimarlık projelerinde renk dengesi neden bu kadar önemlidir?
Bu soruların yanıtını Artero İç ve Dış Mimarlık’ın deneyimli ismi, Yüksek Mimar Ahu Yüksel ile konuştuk. İç mimarlıkta yıllara dayanan tecrübesiyle hem konut hem ticari projelerde fark yaratan Yüksel, renk seçiminin sadece estetik değil, psikolojik bir boyutu olduğunu da vurguluyor.


Soru: Ahu Hanım, iç mimarlık projelerinde renk seçimi ne kadar önemli?
Ahu Yüksel: Renk, bir mekânın karakterini belirleyen en temel unsurlardan biridir. Özellikle iç mimarlıkta renk uyumu; alanın ferahlığını, sıcaklığını ve hatta kullanıcı üzerindeki psikolojik etkisini doğrudan etkiler. Biz Artero İç ve Dış Mimarlık olarak, her projeye renk paletini belirleyerek başlıyoruz. Çünkü yanlış renk seçimi, ne kadar iyi mobilya ya da aydınlatma kullanırsanız kullanın, ortamın ruhunu bozabilir.
Soru: Renk uyumu sağlarken nelere dikkat ediyorsunuz?
Ahu Yüksel: Öncelikle mekânın işlevine bakıyoruz. Mesela bir oturma odasında sıcak tonlar — bej, kum rengi, pastel sarı — kullanmak huzur verirken, bir ofiste daha nötr veya mavi-gri tonları tercih ederek odaklanmayı artırabilirsiniz. İç mimarlık projelerinde, mobilya ve zeminle duvar renklerinin yarışmaması gerekir. Aksine, birbirini tamamlamalılar. Ayrıca gün ışığı da çok belirleyici bir faktör. Mekân gün ışığı alıyorsa daha koyu renkleri dengeleyebiliriz, ama loş bir alanda açık tonlar tercih ederiz.
Soru: Artero projelerinde bu uyumu nasıl yakalıyorsunuz?
Ahu Yüksel: Artero olarak dış mimarlıkta olduğu gibi iç mimarlıkta da mekânın genel kullanım amacını, kullanıcı profilini ve fiziksel özelliklerini analiz ediyoruz. Renk seçimi sadece güzellik için değil; fonksiyonellik ve konfor için de önemlidir. Ayrıca projelerimizde genellikle 60-30-10 kuralını kullanırız. Bu, %60 ana renk, %30 ikincil renk ve %10 vurgu renginden oluşur. Bu yöntemle her şey dengeli görünür, göz yorulmaz.
Soru: 2025 trendleri açısından renk paletlerinde nasıl bir değişim öngörüyorsunuz?
Ahu Yüksel: 2025 iç mimarlık trendlerinde daha çok doğal tonlar ön planda olacak. Toprak tonları, zeytin yeşilleri, sıcak griler… Ayrıca sürdürülebilir malzemelerle uyumlu, doğadan ilham alan renkler revaçta. Artero olarak projelerimizde bu trendlere ayak uydurmakla kalmıyoruz, aynı zamanda kişiye özel renk analizleriyle her müşterimize özgün çözümler sunuyoruz.
Soru: Son olarak, iç mimarlıkta renk uyumu yakalamak isteyen kişilere ne önerirsiniz?
Ahu Yüksel: Cesur olmaktan çekinmesinler ama aynı zamanda bütünlüğü korusunlar. Renkleri seçerken ilham kaynakları mutlaka olsun — bu bir sanat eseri, bir tekstil deseni ya da doğa olabilir. Ve en önemlisi, bir uzmandan destek alsınlar. Çünkü renk seçimi bir bilimdir. Artero olarak biz, hem iç mimarlık hem dış mimarlık alanında müşterilerimizin bu yolculuğunda onlara rehberlik etmekten büyük mutluluk duyuyoruz.

YOUR COMMENT